13 Mart 2014 Perşembe

ARABALI CUPCAKE


Gelelim cupcake tarifimize...
O kadar kolay ki yapılışı anlatamam size ilk önce Eminönün'den temaya uygun kek kalıplarından aldım.
Doğum günü alışverişine çıktığımda hazır küçük kakaolu top keklerden 50 adet aldım...gece yatmadan kekleri kalıplara koydum ve sabahleyin de krem şantiyle süsledim.Temaya uygun
teyzem tarafından yapılan şeker hamurundan arabalar ve renkli bonibonlarlada süsledikten sonra masada yerini aldı...
Hem zamandan kazandım,hem kabarıcak mı?tadı güzel olcak mı? diye telaşından kurulmuş oldum.
Sizde arzu ettiğiniz kek kalıplarından alıp ister meyveli ister kakaolu kekleri arzu ettiğiniz gibi süsleyebilirsiniz...
ŞİMDİDEN AFİYET OLSUN...

fiyatlar
kek kalıpları:100 tanesi 10tl
top kek: 0.50tl
krem şanti: 3tl
şeker hamuru:200gr 4tl

6 Mart 2014 Perşembe

YÜZBİNDE İKİ VEYA ÜÇ KİŞİDE GÖRÜLEN YEMEK BORUSU HASTALIĞI AKALAZYA NEDİR?

AKALAZYA HASTALIĞIMI BULMAM DÖRT YILIMI ALDI;DÖRT YILIN SONUNDA HAMİLELİĞİMİN SÜRESİNCE DÖRT KİLO ALARAK DÜNYAYA GELEN OĞLUM;SÖNMÜŞ BİR AKCİĞER VE 42 KİLO KALMIŞ BİR BEDEN VARDI!!!

Dört senemi bir türlü bulunamayan yemek borusu hastalığı olan akalazya ile her günüm bir işkenceydi...

Normal bir insanın belki senede bir kere yaşadığı bu hissi akalazya hastası olan bir kişi yuttuğu her lokmada boğazına dizildiğini hisseder...

Ben evlenme telaşında oradan oraya yetişmeye çalışırken yediğim yemeğin yemek borusuna dizildiğini hissettim bir oldu,iki oldu derken yediğim her yemeğin üstüne koca bir bardak nefes almadan su içmeye başladım.ve sonunda yemekler geri gelmeye başlayınca doktorda aldım soluğu ama gittiğim her doktor
Annesi kızınız stres yapmış psikolojik diyip beni vitaminlerle geri yolladılar eve kendimi anlatamadığıma mı yanayım yoksa eve gidince aynı şeyleri yaşıcağıma mı:(

Bu şekilde üç ay geçmiş ve ben 58 kilodan 47 kiloya kadar düşmüştüm...neredeyse sıvı gıdalarla besleniyordum ve ailem kimse inanmıyordu zayıflamak için yapıyorsun diyenler bile vardı...

O kadar zordu ki hayat dışarı çıktığım zaman yemek yiyelim sorusu gelince nerde yiyeceğime değil wcnin yeri nerede, kapıya yakın masa olsun derken, sipariş vermem gerekince genellikle çocuk menüsü yanında tabiki milli içecek su oluyordu.
Yemeğin yarısına gelince ben geliyorum deyip aynen wcnin yolunu tutuyordum tabi yetişemem diye çantamda poşet falanda taşırdım rezil olmak veya rezil etmemek için...

Bide sorun o masadan kalktın geri dönüşü var, kustun dimi diyen gelen soruya cevap ne kusucam sadece tedbir aldım deyip bide bak yarısını yedim diye hava atıyordum.
Yemek yemek ayrı dertken gece uykusu ayrı dertti. Oturur gibi uyuyordum hep, bazen ağzımdan burnumdan sular gelip uyandığım olurdu. Tabi şiddetli öksürüğü unutmamak lazım, nefesim kesilircesine öksürük nöbetlerimde vardı...

Bu şekilde yaşamaya çabalarken bide anne olacağımı öğrendiğimde dünyalar benim olmuştu, ama sevincim iki gebeliğimde de 9 haftada sona erdi..

Ve aylar sonra hiç umudum yokken tedavi sonucunda küçük kahramanım beni seçti.. İlk üç ayımız hep yatmakla geçerken bir iki ay sorunsuz ilerleyen hamileliğin altıncı ayında şekerimin çıkması, üstüne bide efenin doğum yolunda hızla ilerlemesi son üç ayı hep yatarak ve diyet yaparak geçti...
ve 34 haftadayken sadece 4 kilo alarak minicik oğlum şükürler olsun ki sağlıkla dünyaya geldi...

Hayat artık efe diye akıp giderken benim halen sorunlarım devam ediyordu. Aman efe var şimdi yemek yemesem de olur diyorum ki 42 kilo olduğumdan haberim olmadan...hemen bir diyetisyene başvurdum protein toz desteğiyle 45 kiloya kadar çıktıktan sonra efe sekizinci ayı geldiğinde inanılmaz bir sırt ağrısı ve nefes darlığıyla birlikte acilde aldım soluğu yapılan tahlillerin sonucunda akciğerimin %50 sönmüştü. Beni göğüs hastanesıne sevk ederek akciğerim normal haline gelmesi için diren takıldı...
Durmadan balon şişirip o koridor boyunca gündüz gece yürürken oradan çıkıp oğluma gideceğim diye dualar ederek üç günün sonunda taburcu oldum..

Ama ben halen aynı şeyleri yaşıyordum bide nefes alamıyorum kesin bir şey oldu diye ağlanırken babam aile doktorumuz olan Semih BEY den randevu alıp  ve tomografi istemesiyle birlikte hayatımım değişti...

NASIL MI?

Tomografi çekileceğimiz gün erkenden gittik ve çekim yapılırken görevli bir içeriye giriyor,bir dışarıya çıkıyor, banada bir şey demiyor.Dedim ben gidiciğim buraya kadarmış...Akciğer kanseri de var bizim ailede derken adam geldi bide ayrıntılı çekim yapıcaz korkma falan diyince ben atladım direk kansermiyim? kitlemi gördünüz diye...

Adamcağız yok öyle bir şey nerden çıkardınız dese de içime kurt düşmüştü...annemde dışarda beni beklerken doktor çağırıp kızınızın yeme bozukluğu var mı? diye sorunca evet var hemde kaç senedir bu sıkıntıyı çekiyor kendisi demesi üzere SEMİH BEY inde ben başka bir şey var mı diye bakacaktım ama senin sorunun yemek borusuyla ilgili akalazya diyoruz biz buna dedi ve akalazya ile ilgili bilgi verdikten sonra,ben sizi bu hastalıkları tedavi eden PROF.DR. MEHMET ALİ  YERDEL e yönlerdircem demesinin üzerinden yarım saat sonra MEHMET ALİ YERDEL bizi arayıp korkulcak bir durum yok ama kızınızı görmem gerekiyor demesi üzere randevu alıp MEHMET ALİ beyin yolunu tuttuk...

Tabi teşhisi konulması için yapılması gereken tahliller vardı.
(Aynı gün içerisinde yapılan tahlilerin sonucunda kesin teşhis MEHMET ALİ bey tarafından konulmaktadır..)

YAPILAN TAHLİLLER
-manometre
-endeskopi
-yemek borusu  filmi
bunlar yapıldıktan sonra aynı gün içerinde dört sene boyunca çektiğim hastalık AKALAZYA teşhisi konuldu..

Yüz binde iki veya üç kişide bir görülen bu hastalıktan kurtulmanın iki tedavisi vardı yaşım genç olduğundan MEHMET ALİ beyle verdiğimiz kararla kapalı ameliyata karar verdik.

O kadar net bir şekilde benim çektiklerimi  anlatmıştı ki bana,içimden KURTULDUM çok şükür dediğim dün gibi aklımda...

Hiç vakit kaybetmeden bir hafta içinde doktorumun söylediklerini yerine getirerek ameliyat gününe hazırlandım.

Ve büyük gün geldiğinde eşimle bir yere gidiyormuş gibi hazırlanıp oğlumuda mis gibi öpüp ve fotoğraf çerçevesini de alıp hastanenin yolunu tuttuk...

Fulya da özel bir hastanede üç saat süren ameliyat başarılı bir şekilde sona erdi...
Ertesi gün yemek borusu filmi çekimi sonucunda doktorumun izniyle taburcu bile oldum...

Bir kaç gün sonra nerdeyse normal yaşantıma geri dönmüştüm...
İlk bir kaç gün sıvı gıdalarla daha sonra yumuşak gıdalar derken bir haftanın sonunda ekmek yemeğe bile geçmiştim..

Dört sene nerdeyse toplasan bir ekmek yemeyen ben artık ekmek yiyordum..Bir yere yemeğe gittiğimde yanında cola veya ayran derken ağlayasım gelse de,manzaralı masada yemek yemenin tadını doya doya çıkaran bir Ebru vardı artık..
yemeğin üstüne hatta tatlı bile yiyebilen bir Ebru:)

 
 
Bir senenin sonunda birazda sağlıklı beslenerek 42 kilodan 53 kiloya kadar çıktım ve bunu kutlamak için evlilik yıldönümümde ilk defa ağzımın tadıyla yemek yedim ailemle...
 
Evetttt yukarıda yazılanlar gerçek mi gerçek bir hikaye...
Okuyan bir kişinin yakınında bu şekilde bir sıkıntısı varsa çare olur diye,
Benim yaşadığım çaresizliği o yaşamasın diye ona inanılsın diye bu yazıyı yazdım...özellikle benim dilimden yazdım ki daha iyi anlaşılsın istedim...
 
SİZLERDEN RİCAM BU YAZIYI OKUYUN OKUTTURUN Kİ BU HASTALIĞI BİR KİŞİ DAHA ÖĞRENSİN...
 
Başta PROF.DR.MEHMET ALİ YERDEL olmak üzere ekibine ve her zaman yanımda olan aileme ve ameliyat kapısına kadar gelip arkamdan eminim ki ağlayan canım eşime ve beni bırakmayıp dünyaya gelen ve benle sekiz ay boyunca mücadele eden canım oğluma sonsuz teşekkürler..
 
 
 
PROF.DR.MEHMET ALİ YERDEL in ANLATIMIYLA AKALAZYA İÇİN tık tık
AKALAZYADAN KURTULMAK EBRU CANBAZ VİDEO İÇİN TIK TIK
 
MEHMET ALİ YERDEL İLETİŞİM
Adres: Polat Tower, Fulya Mahallesi, Yeşilçimen Sokak, Acıbadem Fulya Hastanesi Karşısı No:12 Şişli - İstanbul
GSM: 0533 203 28 62
GSM
: 0532 176 18 05
GSM: 0532 362 10 81
E-posta: yerdel@yerdel.com
 
saygılarımla fotografcıanne...

3 Mart 2014 Pazartesi

EFE YAZILI LAVANTA KESEMİZ:)

Geçen sene istediğim gibi yapamadığımdan efe kuşun doğum gününü içimde kalmıştı.
Hazırlıklara başladığımda misafirlerimize bizden hatıra kalsın diye internette araştırdıktan sonra birkaç birşeye karar verdim.

ilk olarak lavanta kesesiydi, alışverişe eminönüne gittiğimde kese için keten bej rengi kumaştan yarım metre aldım.
ben otuz adet çıksın istediğimden fazlasıyla yetti bile.

 
İlk önce ölçüsüne karar verdim eni 10 cm boyu 14 cm olacak sekilde 30 adet kestim.Ve kenarlarını makinede dikip ütüsünü yaptıktan sonra istediğim yazı karakterini ayarlayıp  masaların çizilmesin diye kullanılan kalın naylon örtüden bir parçanın üstüne yazıyı yazdım ve kumaş boyasını şablonun arkasından boyayıp istediğim yere sıkıca bastırdım.Silik çıkan yerlere tekrardan firçayla üstünden geçtim ve kurumaya bıraktım.
Ertesi gün hafifçe ütüledikten sonra lavantayı doldurup kurdeleyle bağladım böylece ilk hediyemiz  hazır olduuu:)

Sizde ister böyle baskı yapıp  yada  dantelli daha romantik  keseler hazırlayabilir sevdiklerinize hediye edebilirsiniz...

Şimdiden herkese kolay gelsinnn:)

(kumaşın fiyatı:yarım metresi 6tl)